
Cinselliği konuşmak artık toplumumuz cinsellik konuşuyor dedik. En azından yeni kuşağın bir kısmı bu konuyu sınırlı da olsa konuşmaktan, soru sormaktan çekinmiyor. Ancak bu konuşma biçiminin ve miktarının yeterli olduğunu söylemekten henüz çok uzağız. Cinsellik konuşulmadıkça, tartışılmadıkça, hayatın birçok alanında giderek profesyonelleşen bir sömürü halini alıyor. Cinsel çağrışım içeren gazete ve dergiler çok satıyor, televizyonlarda erotik yayınlar yer alıyor, bunlar epeyce ilgiyle seyredildiği için olsa gerek, kısıtlamalar, yasaklamalar getirilmeye çalışılıyor. Popülizmin ve tanınmanın yolu cinsellikten geçiyor. 900'lü hatların en erotik olanları sahiplerine en fazla geliri getiriyor.
Cinselliği Konuşmak Niçin Zordur?
Cinselliği konuşmak değerler sisteminin neredeyse tamamının bir sarsıntı geçirdiği Türkiye'de de, bütün canlıların en temel içgüdülerinden biri olan cinsellik doğuştan başlıyor. Bebek kız veya erkek olarak doğuyor. Bu aileye müjdeleniyor. Sünnet törenleri hâlâ korunan gelenekler arasında.
Cinselliği Konuşmak Çok Önemli
Cinselliği konuşmak artık en azından büyük şehirlerde ve bazı kesimlerde zifaf odasının kapısında kanlı çarşaf beklenmiyorsa da, düğünler, yani bir kadınla erkeğin resmi olarak ilk cinsel ilişkiyi yaşadıkları gece, hâlâ törenlerle kutlanıyor. Erkeklerin bazıları hâlâ gerdeğe girerken sırtına yumruk yiyor. Ama içerde ne olup bittiği, kadının ve erkeğin neler çektikleri, ne gibi sorunlarının olabileceği içerdekilerin en yakınlarının bile aklına gelmiyor. Gelse de içerdekiler kaderleriyle baş başa bırakılıyorlar. Türkiye toplumu cinsellik konusunda devekuşu gibi davranıyor. Kafasını kuma gömmüş durumda. Cinselliği konuşmak adlı makalenin sonuna geldik başka bir makalede görüşmek dileğiyle…